Bidfod-Banner_1

19 Haziran 2104; 1. Gün

Etkinliğin ilk günü naçizane benim de üç fotoğrafımın yer aldığı karma fotoğraf sergisi ile başladı. Sergide gerek yurt için gerekse yurtdışından birçok fotoğrafçı ve fotoğraf sanatçısının fotoğrafları yer aldı

.DSC01370-1DSC01384-1

AHLAT ve ADİLCEVAZ GÜNLÜĞÜ


19-22 Haziran 2014 tarihlerinde BİDFOD (Bir Dünya Fotoğraf Gezi Kültür ve Turizm Derneği) tarafından düzenlenen II. Nemrut Kardelası Etkinliğine katılmak için anılan tarihler arasında kendilerini ilk defa tanıdığım çeşitli illerden gelen ve Ahlat’ta yaşayan fotoğraf dostları daha da önemlisi Ahlatlı ve Adilcevazlı can dostlarla dolu dolu dört gün geçirdim.

BİDFOD Bitlis’in Ahlat ilçesinde kurulmuş ve Ahlat’ın tanıtımı için büyük çaba harcayan bir dernek.

Etkinliğin amacı: Doğal ve kültürel açıdan ülkenin en güzel köşelerinden biri olan Tarih’in Şehri, Bitlis ve İlçelerini Türkiye genelinde fotoğrafın gücünü kullanarak tanıtmak. Ülkenin dört bir yanından gelecek olan yüzlerce fotoğraf tutkunu ve Profesyonel fotoğraf çalışmaları yapan sanatçılarla tanıştırmak, kaynaştırmak. Etkinlik aracılığı ile fotoğraf sanatının gelişmesine, Bitlis ve İlçelerine ait kültürel değerlerin tanıtılmasına katkı sağlamak.

AHLAT

Ahlat, Van Gölü'nün kuzeybatı kıyısında sahil kenarında kurulu, 35.000 nüfuslu, Bitlis iline bağlı bir ilçedir. Kuzeyinde Muş iline bağlı Bulanık ve Malazgirt ilçeleri, batısında Muş ili, güneyinde Van Gölü, güneybatısında Tatvan ve Bitlis, doğusunda ise yine Van Gölü ve Adilcevaz ilçesiyle sınırlıdır. Şehrin en eski sakinleri olan Urartular buraya "Halads" derken, Türkler ve İranlılar "Ahlat", Kürtler "Xelat", Ermeniler "Şaleat", Süryaniler "Kelath" ve Araplar "Hil’at" demişlerdir. Ayrıca islam dünyasında "Kubbet-ül islam" olarak da bilinir.

Şehrin isminin kökeni hakkında çeşitli rivayet ve söylentiler vardır. Ancak bunlar içinde halk arasında en yaygın olanı şehir isminin bir Urartu Kralı olan Lat 'ın yaptığı bir savaş sonucunda ağır bir yara alması sonucu kızı Derminia'nın babası adına yaktığı ahh! Lat ağıtından geldiğidir.bu ve buna benzer birçok hikâye yöre halkı tarafından söylene gelmiştir.

1044 km2’ lik kırsal bir alana yayılmış olan ilçenin yüzey şekilleri, gerek biçim, gerekse meydana geliş şekilleri bakımından farklılıklar gösterir. Yeryüzünün sayılı volkanlarından olan Nemrut, Ahlat’ın batısında , Süphan ise doğusunda yer almaktadır. İlçe Van Gölü’nün kuzey kıyısında yer almış olmakla beraber iklimi kara iklimi özelliği taşır. Yörede kış oldukça erken başlar ve uzun sürer. Havanın ısınmaya başlaması ancak Nisan ayının ortalarında olur. Yörenin yaz mevsiminin ağustos ayının sonuna kadar sürmekte olması yanında kısmen bazı yıllar eylül ayını da kapsar. Yılık ortalama yağış miktarı 1000-1500 mm.dir. Gerek Van Gölü’nün kıyısında olmasının gerekse yıllık yağışın bolluğu sebebiyle Ahlat bölgenin genel bitki örtüsü olan bozkır bitki örtüsünün dışında daha yeşil ve gür bir bitki örtüsüne sahiptir.

Ahlat şehri, tarihi mezarlıklarıyla ön plana çıkan bir ilçedir. Selçuklu döneminden kalan mezar taşları Türk tarihi açısından önemli bir değere sahiptir. İlçede daha pek çok tarihi mezar kalıntıları vardır. Bunların yanı sıra yine Selçuklular dönemine ait, lahit mezar özelliği taşıyan kümbet mezarlar bulunmaktadır ki bu mezarlar yörede sıkça kullanılan Ahlat'a özgü taşlarla yapılmıştır. İlçede taş işlemeciliğinin ön planda olduğunun bir göstergesi olan bu kümbetlerde, dönemin saygın kişilerinin mezarları bulunmaktadır. Halkın uğraş alanlarından biri olan bastonculuk geleneği günümüzde de önemli bir kültür-sanat faaliyeti olarak yer almaktadır. Özel teknikler kullanılarak yapılan bu bastonların her biri, büyük emekler ve özveriler neticesinde oluşturulmaktadır. Ağaca ilginç ve bir o kadar da yaratıcı figürler aktararak bu konudaki ustalıklarını gösteren ilçe halkı, bu yeteneğini önemli bir kültür turizmi aracı olarak kullanmakta ve başarılı olmaktadır. Ayrıca Halk Oğuz Saka Türklerinden gelen halktan oluşmaktadır. (Kaynak; Wikipedi)

20 Haziran 2104; 2. Gün

2. gün programa uygun şekilde sabahtan Ahlat’ın köylerini ziyaretle başladı. Öğlene kadar bize çok içten ve misafirperver davranan köy sakinleri ve özellikle sevimli çocuklarının portre fotoğrafları, çevre, hayvan sürüleri çekimleri ile dolu dolu geçti.

Ahlat’ta verdiğimiz öğle molası sonrasında bir sonraki durağımız Adilcevaz. Adilcevaz ve daha sonra Nemrut tırmanışımızda bize rehberlik eden Aytaç Aksoy’un adını anmadan olmaz. Bizimle olduğu sürece Ahlat ve Adilcevaz arasındaki o nükte dolu geleneksel atışmalar gerçekten çok eğlenceliydi. Dönüş yolculuğunda ise REY Süt Fabrikasında, Sayın Resul Şerefoğlu’nun ikram ettiği ayranların tadı ise mükemmeldi.

AhlatDay2Bannertxt

ADİLCEVAZ

Adilcevaz diğer ismi Elcevaz, Bitlis iline bağlı, Van Gölü'nün kıyısında kalan bir ilçedir. Kentin adı Arapça Zatülcevz sözcüğünden türemiştir. Bu isim ilk olarak MS 890 dolaylarında burada kurulan bir Arap/İslam beyliğinin adı olarak görülür. Kentin daha eski olan esas adı "Artske" veya "Artsike"dir. Bu isim muhtemelen Urartu dilindedir.

Adilcevaz'ın tarihi oldukça eskiye inmektedir. Bölgede öncelikle Urartular yerleşmiş, daha sonra Asurlular, Persler (MÖ.700), Makedonyalılar (330) buraya egemen olmuşlardır. MS.700 yıllarında Arap akınları buraya yoğunlaşmış, sonraki yıllarda bölge Araplar ile Bizanslılar arasında sürekli savaşlara sahne olmuş ve her iki toplum arasında zaman zaman el değiştirmiştir. Malazgirt Savaşından (1071) sonra da yörede Türklerin egemenliği başlamıştır. Yavuz Sultan Selim'in çaldıran Savaşından (1514) sonra da Osmanlı topraklarına katılmıştır.1514 yılında Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Tarihinde sancak beyliği de yapmış olan ilçe 1930' lu yıllara kadar Van'ın bir ilçesi iken daha sonra alınan kararla Bitlis'e bağlanmıştır. İlçe Türk ve Türkmen nüfusunun ağırlıkta olduğu bir ilçedir. İl merkezine 90 kilometre uzaklıktadır.

İlçenin kuzeyinde Urartular'a ait bugün Kef Kalesi adıyla anılan bir kale vardır. Ermeniler döneminde de kent Artske adıyla anılmış ve Pznunik vilayetinin başlıca kenti olmuştur. Etrafı sıra dağlarla çevrili olan Adilcevaz'ın güney cephesi ise Van Gölü'ne bakmaktadır. Ulaşım ilçenin yine düz ve engebesiz olan güney kısmından, Van Gölüne paralel olarak batıda Ahlat ilçesine doğuda ise Erçiş ilçelerine bağlamaktadır.

İklim ise Van Gölü'nün ılımanlaştırıcı etkisine bağlı olarak diğer Doğu Anadolu kentleri ve ilçelerine nazaran daha yumuşaktır. Ancak yine bulunduğu bölgenin iklim özelliklerini büyük ölçüde yansıtmaktadır. Karasal bir iklim özelliğine sahip olduğundan kışın soğuk, yazın ise sıcaklık fazladır. Yaz ve kış arasında sıcaklık farkı oldukça fazladır.

Türk kültür gelenek ve görenekleri yaşanmaktadır. Adilcevaz'da Ekim ayının ilk haftasında geleneksel olarak Ceviz Festivali düzenlenir. Çeşitli etkinliklerle beraber ceviz ağası seçimi yapılır. Bunların yanı sıra güreş, plaj voleybolu, futbol vb. dallarda ilçe yavaşta olsa ilerlemeler kaydetmiştir.

İlçede yaklaşık olarak 30.500 adet ceviz ağacı bulunmaktadır. Yıllık fidan üretimi 10.000 adettir. Adilcevaz'da üretimi yapılan ceviz, dünya düzeyinde dereceye girmiştir. Bu cevizin kendine has bazı özellikleri mevcuttur. Van Gölüne en uzun kıyı şeridi olan ilçe olması bakımından turizm için avantajlara sahip olsa da bunu pek kullanamamaktır. Turizm bakımından Türkiye'nin en çok tarihi eser ve çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan bir yerde olması yeterli reklam yapılamaması bakımından turizm gelirlerinden Adilcevaz'ı mahrum bırakmıştır diyebiliriz. (Kaynak; Wikipedi)

AdilcevazBannerTXT

3. gün programı oldukça yüklüydü, sırası ile Abdurrahman Gazi Türbesi, Kümbetler, Harabe Şehir Mahallesi ve mağara evler, deliğinden geçebilenin tüm günahlarının affedildiğine inanılan Delikli Taş, Sultan Seyid Türbesi, Emir Bayındır Köprüsü ve Şelalesi, meşhur Ahlat taşının ne zorlukla çıkarıldığını ve yine aynı zorluklarla işlendiğini gözlemlediğimiz taş ocakları. Ahlat kalesi ve Selçuklu Mezarlığı. Akşamında ise dernek binasında; üyelerin projelerinin yer aldığı muhteşem bir slayt gösterisi ile günü tamamladık.

Ahlat2Bannertxt

22 Haziran 2104; 4. Gün

4. ve son gün. Programda; Van Gölü gün doğumu, Nemrut Dağı tırmanışı -tabii ki yürüyerek- zirvede kahvaltı ve yine zirveden Nemrut Krater Gölü seyri. Sonrasında Ahlat’a geri dönerek muhteşem bir piknik organizasyonu.

Nemrut Gölü, dünyanın ikinci, Türkiye'nin en büyük krater gölü olup, adını MÖ 2100'de yaşamış Babil Hükümdarı Nemrut'tan almıştır. Yüksekliği 2250 metre olan Nemrut Dağı'nın 4. Zamanda patlaması sonucu oluşmuştur. Dağın tepesinde biri sıcak, iki krater gölü var. Soğuk Göl 13 kilometrekare büyüklükte, derinliği 155 metredir. Sıcak göl'ün suyu 60 santigrat dereceye varabilmektedir. Üç kilometrekare alana sahiptir ve en derin noktası 100 metre civarındadır. İki göl arasında su bağlantıları bulunmaktadır. Nemrut Krater Gölü, Bitlis'e 26, Güroymak ilçesine 10 kilometre, Tatvan ilçesine 15 kilometre uzaklıktadır.(Kaynak; Wikipedi)

NemrutGalleryBannertxt

TEŞEKKÜRLER

Biz bir aileyiz söylemlerine uygun bir şekilde bana ailelerinden biri gibi davranan BİDFOD Derneği üyelerine adını hatırlayabildiklerim. Diğerlerinden özür dilerim (Selma Ünay, Samet Adıyaman, Nam-ı diğer Ahlat Efsanesi Cesim Şeker, Bekir Albayrak, Bünyamin Özdemir, Hakan Gürbüz, Kubilay Akpolat, Aysel Büyükkorkmaz, Muhammet Orakçı, Aytaç Aksoy, Ahmet Can Adıyaman, Mustafa Çırak, Betül Yılmaz, Ozan Yoldaş). Sohbetlerimiz sırasında, fotoğraf ve fotoğrafçılık konusunda bizleri aydınlatan, bilgimize bilgi katan fotoğraf sanatçısı Sayın Canan Yaşar’a. Etkinlik boyunca yanımdan hiç ayrılmayan, aracı ile sürekli beni taşıyan ve bana katlanan Ahlat’lı çay kolik Bekir Albayrak kardeşime. Etkinliğe katılan fotoğrafçı dostlarıma (Reşit Tok, Ümit Balçın, Rabiye Cirit, Filiz Kardeş, Ertuğrul Bilgi, Bilal Mente). Adilcevaz gezisi sırasında bizleri ağırlayan REY Süt Genel Müdürü Sayın Resul Şerefoğlu’na SONSUZ TEŞEKKÜRLER

Bidfod

Ana Sayfa
EMail
Facebook
GooglePlus
Instagram
Twitter
YouTube
linkedin
MesutKurtcuQR-2017